NEY OGRENIYORUM
19 Kasım 2013 Salı
Neyden Ses Çıkarma Resimli Anlatım
Bu safhada kullanacağımız nefes ikinci Devre olarak isimlendirdiğimiz ılık
nefes tir.Küçük bir ayna
bir açısı 30 derece
olan gönye
3 milimetre çapında
bir çubuk (tükenmez kalem içi veya radyo antenlerinin kırık bir bölümü vb.)
yanınızda hazır bulunsun.Elinize aynayı alarak söylediklerimi aynen uygulamaya
çalışınız.Dudağınızı ıslık çalacakmış gibi yapınız.Sevimli bir çocuğu öpecekmiş
gibi
dudağınızın
biraz daha önde
olmasına özen gösteriniz.
Bu şekilde “İkinci devre ılık nefes”le ıslık çalmaya başlayınız. Ilık nefesi
algılayabilmeniz için elinizin üstünü dudağınıza iyice yaklaştırınız. Elinizin
dudağınıza uzaklığı bir-iki milimetre kadar olsun ve elinizin üstüne ıslık
çalar gibi yavaşça üfleyiniz
üflemenin şiddetini
üflediğiniz noktanın
ısındığını hissedinceye kadar azaltınız. Isı hissettiğiniz anda üflediğiniz
nefes
“Birinci devre sıcak
nefes” tir. Şimdi şiddetini hafif artırıp ıslığınızın rüzgarından hafif bir
serinlik hissetmeye çalışınız. İşte o andaki nefes de sizin ses çıkarırken
kullanacağınız
“İKİNCİ DEVRE ILIK
NEFES”tir. Biraz daha kuvvetli üfleyerek
elinizin üstünde
üşüten bir rüzgar
hissettiğiniz andaki nefes de
"üçüncü devre
soğuk nefes"tir. Bu nefes devreleri üzerinde birkaç kere alıştırma
yapınız.
Ney üflerken
dudağınızın
ortasındaki açıklık ne kadar yuvarlak olursa
ses o kadar güzel
çıkar. Tabii ki yuvarlağın çapı da çok önemlidir. Neyzen Sadreddin ÖZÇİMİ'nin
değişik zamanlarda ney üflerken
dudağının ortasındaki
açıklığı defalarca kumpasla ölçerek de tespit ettiğim gibi
ideal açıklığın çapı
3 milimetredir.
Sağ üflüyorsanız sağ elinize
sol üflüyorsanız sol
elinize aynayı
diğer elinize de
3milimetre çapındaki kalem içini alıp ıslık çalınız. Aynadan
dudağınızın
ortasındaki açıklığı kontrol edip
hem yuvarlak olmasına
hem de çapının
3milimetre olmasına özen göstererek
birkaç dakika ıslık
çalınız. Kalem içini
dudağınızın
oluşturduğu yuvarlak deliğe oturacak şekilde tutarak
dudağınızın ortasında
oluşan açıklığın çapını kontrol edebilirsiniz.
Not: Ağızdaki bu 3 milimetrelik açıklık
sesin rahat çıkması
ve nefesin ekonomik olarak kullanılabilmesi için tespit edilmiş en doğru
şekildir. Bu açıklığın 3 milimetreden az olması halinde; Ney’den cılız bir ses
çıkacaktır
fazla olması halinde
ise çok nefes tüketeceğinizden bir eserin icrasında sık sık nefes almanız
gerekecektir ki bu durum eserin fazlaca kesilmesine ve icranın bozulmasına yol
açar.
Dudağınızın açıklığını sürekli ayna ile kontrol ederek
beş on dakika veya
dudak açıklığını kontrolünüze aldığınıza kanaat getirinceye kadar ıslık
çalınız.
Neyinizin aşîrân perdesini bir bantla kapatınız çünkü ses çıkarma çalışmalarını
bu şekilde yapacağız.Normal yükseklikte (45cm. civarında) bir sandalyeye oturup
dik durmaya özen gösteriniz.
Sağ üflüyorsanız sol elinizle
sol üflüyorsanız sağ
elinizle neyinizi mikrofon tutar gibi başpârenin bir iki santim altından
tutarak
sanki içi boş bir
boru üfleyecekmiş gibi
sağ üflüyorsanız
dudağınızın sol yarısına
sol üflüyorsanız
dudağınızın sağ yarısına yerleştiriniz.Neyinizi yere paralel ve yüzünüze 90
derece olacak şekilde tutunuz.
Yukarıdaki ve aşağıdaki resimleri inceleyiniz.
Neyinizin başpâresi dudağınıza değer halde iken
aşağıya doğru 30
derecelik açı yaptırınız. Bu açıyı gönye ile kontrol ediniz.
Sağ üflüyorsanız sola
sol üflüyorsanız sağa
doğru 30 derecelik ikinci açıyı yaptırın.
İşte Ney üflerken Neyin yüzünüze göre duracağı açı bu şekilde olacağından
ses çıkarma
çalışmaları yaparken bu tutuşu korumaya özen gösteriniz.
Çok önemli olduğu için tekrar hatırlatıyorum; başpâreyi dudağınızın neresine
koyacağınızı daha önce açıklamıştım. Daha iyi anlamak için aşağıdaki resimleri
dikkatlice inceleyiniz. Özellikle başpâreyi dudağınızın dış sınır çizgisinin
1-2 mm. iç tarafına koymaya özen gösteriniz.
Başpâreyi
Sağ üflüyorsanız
dudağınızın ortasından başlayarak sol yarısına
sol üflüyorsanız yine dudağınızın ortasından başlayarak sağ yarısına
koyunuz.
Daha önce dudağınızın ortasındaki açıklığın 3 milimetre olacağına dikkat
ederek
ıslık çalma
çalışmaları yapmıştınız
tekrar aynı özeni
göstererek ıslık çalmaya başlayınız. Islık çalmaya devam ederken
neyinizi yukarıda
tarif ettiğim açı ile dudağınıza değene kadar yaklaştırınız. Bu arada ıslık
çalmaya devam ediniz.
Not: Neyden ses çıkarmak için mutlaka ıslık çalınması gerekmez
ıslık çalarken
dudağın aldığı şekil ses çıkarmaya çok uygun olduğu için çalışmalarımızı o
şekilde yapıyoruz.
Başpârenin dudağınıza fazla baskı yapmamasına dikkat ediniz. Başpareyi sadece
üflediğiniz orta kısmın haricindeki yerlerden hava kaçırmayı önleyecek kadar
bastırmalısınız. Fazla bastırırsanız dudağınızın yorulmasına ve dudağınızda
fiziksel bozulmalara yol açarsınız. Başpâre dudağınıza değdiği anda ıslık sesi
Ney sesine dönüşür
Ney sesi çıkmadıysa
başpâre dudağınıza değer şekilde ıslık çalarken
başpâreyi
dudağınızdan kaldırmadan ve Neyinizin açılarını bozmadan
çok yavaş bir şekilde
başpâreyi dudağınızla birlikte
1-2 milimetre sağa
sola oynatarak ses
arayınız. Bir süre sonra yavaş yavaş ıslık sesinin Ney sesine dönüştüğünü
göreceksiniz. Tabiidir ki ıslığınızın Ney sesine dönüşmesi birkaç denemede
olabileceği gibi birçok denemeden sonra da olabilir. Bu denemeler esnasında
Neyinizin aşîrân perdesinin kapalı olacağını ve 2. Devre ılık nefes
kullanacağınızı tekrar hatırlayınız.
Neyinizin arkasındaki aşîrân perdesi kapalı
önündeki tüm perdeler
açık ve 2. Devre ılık nefes üfleyerek bulduğunuz bu ses
portenin 4.
çizgisindeki RE (NEVÂ) sesidir.
RE (NEVÂ) sesini bulup
bir müddet çalışarak
rahat çıkarır bir hale geldikten sonra
sesin doğruluğundan
emin olmak için
örneklerini dinleyerek
çıkardığınız sesin
gerçekten RE (nevâ) sesi olup olmadığını kontrol ediniz. Bu kontrol esnasında
bir müzisyenin yardımını istemenizin daha doğru olacağı kanaatindeyim.
Aşağıdaki tablo Ney çeşitleri’nde RE (NEVÂ) perdesi üflendiği zaman Batı Müziği
Ses Sistemi’ndeki karşılıklarını göstermektedir.
Yeri gelmişken önemle bilmeniz gereken bir hususu belirtmek isterim;
neyinizin çeşidi (tonu) ne olursa olsun notalar hep aynı perdelerden çıkar
(tabiidir ki frekanslar değişir). Konuyu açacak olursak; örneğin elinizde kız
ney olsun re (nevâ) sesi almak için aşîrân perdesini kapatıp öndeki tüm
perdeler açık halde iken 2. Devre ılık nefes üfleriz. Elimizdeki mansur
şah
yıldız veya başka
tonda bir ney de olsa idi re (nevâ) sesini çıkarmak için aynı yukarıda
yaptığımız gibi aşîrân perdesi kapalı öndeki perdeler açık ve ikinci devre ılık
nefes üfleyecektik. Buradan yola çıkarsak kanun
ud
tanbur ve buna benzer
sazlarda göçürme (transpose) yaparken göçürülen perdelerin yerleri değişir.
Neyle göçürme (transpose) yaparken ise sadece ney değiştirilip aynı perdelere
basılır. Bazı usta neyzenler çok zor olmasına rağmen aynı neyle göçürme
(transpose) yapabilmektedirler.
Re (nevâ) sesini oluşturduktan sonra bu sesi ortalama bir hafta sürekli
üfleyerek alıştırma yapınız. Bu çalışmaları yaparken
nefes alın
dudağınıza başpâreyi
koyup nefesiniz bitene kadar re (nevâ) üfleyin
tekrar neyi
dudağınızdan çekip nefes alın
ve tekrar koyarak
nefesiniz bitene kadar üfleyin. Bu işlemi defalarca tekrarlayınız. Net
berrak ve çok rahat
bir nevâ sesi elde ettikten sonra
neyinizi 10-15 kere
dudağınızdan çekip geri koyarak nevâ üfleyiniz
her üfleyişinizde
sesi hiç aramadan
üfler üflemez anında
nevâyı çıkarabiliyorsanız artık dizinizdeki gerçek tutuş pozisyonuna geçme
zamanınız gelmiş demektir. Unutulmasın ki metoddan çok iyi istifade edebilmek
için kendi kendinizi kandırmadan tüm söylenilenleri harfiyen uygulamanız
gerekir.
Önemlidir: bilhassa bundan sonra önereceğim üfleme pozisyonlarına azami
itinayı gösteriniz
çünkü oturuş
ney tutuş
parmak şekli
dudak şekli
vücut şekli
başın açısı gibi ilk
üç ayda kazanacağımız alışkanlıklar bir daha ömür boyu değişmeyecektir.
Şimdiye kadar yaptığımız ses çıkarma çalışmalarımızda neyimizin boyu önemli
değildi fakat asıl tutuş pozisyonunda çok önemlidir. Neyzen ney üflemeye vücut
yapısına en uygun neyle
daha doğrusu;
üfleyebileceği en uzun neyle başlamalıdır. Neyin boyu uzadıkça ses çıkarmak
zorlaşır. Mümkün olduğu kadar uzun neyle başlayan neyzen
ilerde küçük neyleri
çok rahat üfleyeceği için
sazını yenmiş bir
Neyzen olarak üstün başarı elde edecektir. Küçük neyle başlayanlar için de tam
tersi ileride başarı azalacaktır.
Yeni başlayan bir Genç Neyzen Adayı’nın boyuna göre üflemesi gereken neyleri
aşağıda listeledim. Bu liste yapılırken; boyla orantılı olarak
eller normal
büyüklükte
boğaz
kollar ve parmaklar
normal uzunlukta düşünülerek yapılmıştır. (Mutlaka listede ki size denk gelen
neyle üflemek zorunda değilsiniz. Bir iki ney küçüğü veya büyüğü olabileceği
gibi
bazı toplu ney
kurslarında Neyzenler
öğrencilerinin ses
birliğini sağlamak amacı ile
genelde boy
ortalamasına uygun gelen ve kullanımı çok yaygın olan Kız Ney ile üfletirler.)
Boy cm.
145-150 : Bolâhenk Nısfiye (Ana âhenk)
150-155 : Bolâhenk-Sipürde Mâbeyni (Ara âhenk)
155-160 : Sipürde (Ana âhenk)
160-165 : Müstahsen (Ara âhenk)
165-170 : Yıldız (Ana âhenk)
170-175 : Kızney (Ana âhenk)
175-180 : Kız-Mansur Mâbeyni (Ara âhenk)
180-185 : Mansur (Ana âhenk)
185-190 : Mansur-Şah Mâbeyni (Ara âhenk)
190-195 : Şah (Ana âhenk)
195-200 : Dâvud (Ana âhenk)
200-205 : Dâvud-Bolâhenk Mâbeyni (Ara âhenk)
205-210 : Bolâhenk (Ana âhenk)
Neyinizin aşîrân perdesindeki bandı çıkarınız çünkü; asıl tutuş pozisyonunda
aşîrân perdesini başparmağınızla kapatacaksınız.Aşağıdaki 0013 numaralı resmi
inceleyerek
neyinizin perdelerini
parmaklarınızın neresi ile kapatmanız gerektiğini öğreniniz.
Yüzük parmağınızın birinci boğumunun orta kısmı ile.
Orta parmağınızın ikinci boğumunun birinci boğum çizgisine yakın bölümü ile.
İşaret parmağınızın ikinci boğumunun ikinci boğum çizgisine yakın bölümü ile.
Not: Sağ ve sol üfleyen için ayrı ayrı açıklamıyorum çünkü; perdeleri
kapatırken iki elin de aynı yerleri kullanılır. Bak resim 0013
Boyunuza uygun bir ney üflüyorsanız
normal yükseklikte
bir sandalyeye oturunuz; bacağınız (kalça ile diz arasındaki kısım) yere
paralel duruyorsa oturduğunuz sandalye sizin için normal yükseklikte demektir.
Bak resim 0014
Büyük bir ney üflüyorsanız sandalyenin uç kısmına oturunuz. Ne kadar uç
kısmına oturacağınızı tespit etmek için
dizinizi 20-30 cm.
kadar aşağıya indirip kaldırınız
bu hareketi rahat
yapabiliyorsanız yeteri kadar uç kısma oturmuşsunuz demektir.
Sandalyenin uç kısmına oturtuyorum çünkü
boyunuza uygun olan
neyden daha büyük neyleri üflerken alacağınız pozisyonda
dizinizin aşağıya
hareket etmesi gerekir. Bak resim 0015
boyunuza uygun olan neyden daha küçük neyleri üflerken ayağınızın altına
rahat edeceğiniz yükseklikte bir ayaklık koymanız uygun olur. Bak resim 0016
Sandalyede otururken elinizi yan tarafa serbest bırakınız. Aşağıdaki 0017
numaralı resimde de gördüğünüz gibi elinizde tatlı bir kıvrım oluşacaktır. Bu
kıvrım iki el için de geçerlidir.
Sağ üflüyorsanız sol elinizi sol dizinize
sol üflüyorsanız sağ
elinizi sağ dizinize elinizin kıvrımını bozmadan koyunuz. Bak resim 0018
Neyinizi
diğer elinize alıp
dizinizdeki elinizin
yüzük parmağı ile neyinizin dügâh perdesini kapatacak şekilde elinizin içine
yerleştiriniz. Orta parmağınızla kürdî perdesini
işaret parmağınızla
da segâh perdesini
kapatınız. Bak resim
0019
Dizinizdeki elinizin başparmağı
segâh perdesinin tam
arkasındaki noktadan yukarıya doğru 2cm. lik aralık içinde
size rahat gelen bir
yerde olmalıdır
serçe parmağınız
estetik görünüm açısından diğer parmaklarınıza uygun olarak 0017 numaralı
resimdeki duruşunu korumalıdır.
Neyinizin dügâh ve segâh perdelerini açınız. Başparmağınıza ve dizinize
yaslanmış olan neyinizin sadece orta parmağınızla kürdî perdesi kapalı halde
iken
neyiniz rahat bir
şekilde durabilmelidir. Bak resim 0020 ve 0020/A. Bu tutuş neyinize destek
vereceği için ileride nevâ
nîm hicâz ve çârgâh
perdelerini çeşitli pozisyonlarda açıp kapatırken neyinizi
rahat bir şekilde
tutmanızda faydası olacaktır.
0013 numaralı resimdeki perde yerlerine dikkat ederek ve 0017 numaralı
resimdeki elinizin tatlı kıvrımını muhafaza ederek
yukarıdaki elinizin
yüzük parmağı ile
çârgâh perdesini
orta parmağı ile nîm
hicâz perdesini
işaret parmağı ile
nevâ perdesini
başparmağı ile de
aşîrân perdelerini kapatınız. Serçe parmağınızın da daha önce bahsettiğim gibi
estetik olmasına özen gösteriniz. Aşağıdaki dügâh ve segâh perdelerini de
kapatınız. 0021 numaralı resimde görüldüğü gibi elinizin kıvrımlarının estetik
görünüp görünmediğini
karşınızda bir
sandalyenin üzerine yerleştireceğiniz ayna ile kontrol ediniz.
Neyinizi üfleyecekmiş gibi ağzınıza götürdüğünüzde
boyunuza uygun bir
ney ile üflüyorsanız
vücudunuz rahatsız
olmayacaktır.
Büyük ney üflüyorsanız
Resim no: 0015 deki
gibi dizinizi aşağıya doğru rahatlayıncaya kadar indiriniz.
Küçük ney üflüyorsanız Resim no: 0016 daki gibi ayağınızın altına sizi
rahatlatacak yükseklikte bir destek koyunuz.
İki dizinizin arasındaki açıklık
ortalama birbirinden
15cm. uzaklıkta
yaklaşık 30 derecelik
bir açı yapacak şekilde olmalıdır.
İki bacağınızın arasındaki açı 30 derece olsun; neyinizi üflerken
sağ üflüyorsanız sağ
dizinize
sol üflüyorsanız sol
dizinize bakacak şekilde başınızı döndürünüz. Bu durumda neyinizi yaklaşık 30
derecelik bir açı ile üflemiş olacaksınız. Bak resim 0021
Aşîrân perdesini kapattığınız
yukarıdaki elinizin
dirseğini
dizinize
yaslamamanızı öneriyorum. Daha önceden böyle bir dirsek dayama alışkanlığı
kazandıysanız ve mutlaka dirseğinizi dizinize koyma ihtiyacı duyuyorsanız
aşağıdaki 0022
numaralı resimdeki gibi üflerseniz; vücudunuz yamuk duracağı için uzun süreli
üflemelerde omurganız rahatsız olacaktır.
Böyle bir durumda aşağıdaki 0023 numaralı resimdeki gibi ayağınızın altına
bir destek koymanız uygun olur.
Doğru pozisyonları aldıktan sonra
Aşîrân
nîm hicâz ve kürdî
perdeleri kapalı kalsın
diğer perdeleri
açınız. Yani iki elinizin orta parmakları ve yukarıdaki elinizin başparmağının
kapattığı perdelerin dışındaki perdeleri açınız. Bu şekilde 2. devre ılık
nefesle üfleyiniz.
Aşîrân
nîm hicâz ve kürdî
perdeleri kapalı
diğer perdeler tam açık
ve 2. Devre ılık nefes üfleyerek bulduğunuz bu ses; aşağıda örneklerini
dinleyeceğiniz
portenin 4.
çizgisindeki RE (NEVÂ) sesidir. Bak resim 0024.
Dikkat: Yukarıdaki 0024 numaralı resimde sizin perdeleri görebilmeniz için
parmaklar abartılı olarak özellikle kaldırılmıştır. Parmaklarınızı böyle çok
kaldırırsanız icra esnasında perdeleri açıp kapatırken zaman kaybettiğiniz gibi
çok yukarıdan
perdeyi acele ile
kapatmak için gelen parmak
sert bir ses
değişimine de sebep olacaktır. Açık perdelerle parmaklarınızın arasındaki
mesafe 5 milimetreden az olursa da sesi pestleştirecektir. Bu mesafenin 10 –15
milimetre arasında olması uygundur. Bak resim 0027
Önceki derslerimizde neyden ses çıkarma çalışmaları bölümünde
neyinizin aşîrân
perdesi bantla kapatılmış
önündeki tüm perdeler
açık ve 2. Devre ılık nefes üfleyerek bulduğunuz ses de portenin 4.
çizgisindeki RE (NEVÂ) sesi idi.
Burada orta parmaklarınızla neye destek vererek neyinizin düşmesini engellemiş
olursunuz. Aşağıdaki elinizin orta parmağının kapattığı perde yani kürdî
perdesinin kapanması “NEV” sesini etkilemez. Kürdî perdesini açıp kapatarak
“NEV” sesinin etkilenmediğini kendiniz de kontrol ediniz.
Yukarıdaki elinizin orta parmağının kapattığı perde yani nîm hicâz perdesinin
kapanması “NEV” sesini biraz pestleştirir fakat bu pestlik çok az olduğu için
neyzen icra esnasında bunu telafi eder. Nîm hicâz perdesini açıp kapatarak
“NEV”nın etkilendiğini kendiniz de kontrol ediniz. Neyzenler icra esnasında
“NEV”yı bu şekilde kullanmayı
kolaylığı sebebi ile
tercih ederler.
“NEY”de perdeler oluşurken
başpâreye en yakın
olan ilk açık perde
sesi verendir. Konuyu
açacak olursak; neyinizin aşîrân perdesi kapalı olsun ve öndeki tüm perdeler
açık olsun
bu şekilde 2. devre
ılık nefes üfleyiniz. Bu durumda başpâreye en yakın açık perde öndeki en
yukarıdaki perde olacağı için üflediğiniz ses portenin 4. çizgisindeki RE
(NEVÂ) sesidir ve Ney metodu (1) / Resim no:0001 de görüldüğü gibi bu perdenin
ismi NEVÂ perdesidir. Bak resim 0025
Nevâ'yı bu şekilde üflemek neyi tutmayı zorlaştırdığı için orta parmakla
destek verme ihtiyacı duyulur.
Nevâyı etkilemeden destekli üflemek isterseniz; nevâ perdesinden hemen sonraki
nîm hicâz perdesini de açık bırakınız. Aşağıdaki 0026 numaralı resimdeki gibi
çârgâh perdesi yukarıdaki elinizin yüzük parmağı ile kapalı halde 2. devre ılık
nefes üfleyiniz
bu şekilde de çıkan
ses
portenin 4.
çizgisindeki RE (NEVÂ) sesidir.
Ney açılırken
sesi veren perdenin
aşağısındaki tüm perdeler açık olarak akortlanır. Sesi veren perde
kendinden bir
aşağıdaki perdeden de hava alır. Perdelerin (deliklerin) yerlerinin çok önemli
olduğu gibi çapları da çok önemlidir. Örneğin kız ney’de delik çapı 9
8 milimetredir
deliğin çapını 15
milimetre civarında yapsak üflediğimiz perde
kendinden sonraki
perde kapatılsa bile etkilenmeyecekti
fakat bu mümkün
olmadığı için
üflediğimiz perdenin
bir aşağısındaki perdeyi de açık bırakarak 0026 numaralı resimdeki gibi sesin
etkilenmesini önleriz.
Daha önceki dersimizde neyinizi mikrofon tutar gibi tutarak Re (nevâ) sesini
çalışmıştınız. Şimdi dizinizdeki asıl tutuş pozisyonunda
0027 numaralı resimde
görüldüğü gibi yukarıdaki 3 perdeden nevâ ve nîm hicâz perdeleri açık
çârgâh perdesi kapalı
olsun. Çârgâh perdesinin kapatmamızın amacı sadece neye destek verip rahat
tutabilmek içindir. 0028 numaralı resimde görüldüğü gibi
aşağıdaki 3 perdeden
segâh ve dügâh perdeleri açık
kürdî perdesi kapalı
olsun. Kürdî perdesinin kapatmamızın amacı da sadece neye destek verip rahat
tutabilmek içindir. Bu şekilde Re (nevâ) sesini oluşturduktan sonra bu sesi
ortalama bir hafta sürekli üfleyerek alıştırma yapınız. Bu çalışmaları yaparken
nefes alın
dudağınıza başpâreyi
koyup nefesiniz bitene kadar re (nevâ) üfleyin
tekrar neyi
dudağınızdan çekip nefes alın
ve tekrar koyarak
nefesiniz bitene kadar üfleyin. Bu işlemi defalarca tekrarlayınız. Net
berrak ve çok rahat
bir nevâ sesi elde ettikten sonra
neyinizi 10-15 kere
dudağınızdan çekip geri koyarak nevâ üfleyiniz
her üfleyişinizde
sesi hiç aramadan
üfler üflemez anında
nevâyı çıkarabiliyorsanız
artık diğer perdeleri
de öğrenebiliriz.
Önemlidir: Tabiidir ki bir an önce diğer perdeleri de üfleyerek eser icra
etmek isteyeceksiniz. Fakat bunu hiç tavsiye etmiyorum. Önemli olan: nevâ’yı
çalışırken
sürekli ayna
karşısında üfleyerek
oturuşunuzu
vücudunuzun eğik olup
olmadığını
yüzünüzün neyinizle
yapacağı 30 derecelik açıyı
parmaklarınızın
duruşunu
dizlerinizin
açıklığını ve yukarıda teferruatlıca anlattığım tüm pozisyonları
beyninizin
ezberlemesidir.
Daha önce de söylediğim gibi ilk üç ayda kazandığınız iyi ve kötü
alışkanlıkları bir daha ömür boyu değiştiremeyeceksiniz veya değiştirmek
istediğinizde
üç ay çalışarak
kazanabileceğiniz doğru pozisyonlar için üç yıl uğraşmanız gerekebilir.
Ney Sözcüğünün Etimolojisi Ve Ney’in Tarihçesi
Sümerce’
den Farsça’ ya geçen “ nâ ” veya “ nay ”
kamış kargı anlamlarına da gelen bu çalgının en
eski adıdır. Arap toplumunda üflemeli çalgıların hemen tümü için kullanılan “
mizmâr ” sözcüğü (nefes borusu ses organı anlamında) ney için de
kullanılmıştır. Türkçe’ de ise hemen her zaman “ ney ” olarak anılmıştır.
Çeşitli Avrupa ülkelerinde de benzer adlarla (örneğin Romanya’da “ naiu ”
adıyla) adlandırılmıştır [1].
Farsça çalan icrâ eden anlamına gelen “ zeden ” sözcüğünden takılanarak
oluşturulan “ neyzeden ” bozularak ney icrâcısı anlamında günümüzde de
kullanılan “ neyzen ” e dönüşmüştür. Aynı anlamda Arapça kurallarına göre
oluşturulan “ nâyî ” sözcüğü de kullanılmıştır.
Sümer toplumunda MÖ 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı sanılan bu çalgıya ait elimizdeki en eski bulgu MÖ 2800-3000 yıllarından kalan bugün
Amerika’da Phledelphia Üniversitesi Müzesi’ nde sergilenen neydir [2]. Çalgının
o dönemlerde de dinsel törenlerde kullanıldığı sanılmaktadır. Assomption
rahiplerinden Thibaut’ un “esrârengiz cezbedici tatlı ve âhenkli
bir ses” diye tanımladığı ve şu şekilde şiirleştirdiği ney sadâsı her dönemde
insanları derinden etkilemiş özellikle dinsel duyguları
çağrıştırmıştır:
Kamışların üzerinden geçerken
Kuşları uyandırmaya korkan tatlı bir meltemin kanat çırpınışları” [3].
Sadâsından gelen bu özellik neyi ilişkide bulunduğu her toplumda önemli
bir çalgı haline getirmiştir. Türklerin İslâmiyeti kabûl ile birlikte
kullanmaya başladıkları ney Xlll. yüzyıldan itibaren İslâm tasavvufunun
sembolü haline gelmiştir. Bunda bu yüzyılda yaşamış büyük mutasavvıf
filozof şâir ve velî Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî ’nin rolü büyüktür.
XV. yüzyılda yaşamış bir gezgin olan Hoca Gıyaseddin Nakkaş’ ın seyahatnâmesinde kendilerine mahsus bir nota yazısı geliştirip kullandıklarını da bildiğimiz Hıtay Türkleri’ nin hâkanlık sarayında gördükleri oldukça ilginçtir:
“ Sadinfu şehrindeki hâkanlık sarayının önünde üçyüzbin kadar kadın ve erkek toplanmıştı. İkibin kadar sâzende sazlarını aynı sese düzenleyip (akord edip)
hep bir ağızdan hâkana duâ ettiler. Köslerin iki yanlarında kemençe
ney mûsikâr ve diğer sazlarla hânendeler oturmuşlardı. Neyzenlerin
bazıları neyi bilindiği üzere çalıp bazıları ortasındaki deliklerden
üflüyorlardı.” [4]
Mûsikîde çok ileri gittikleri bilinen Hıtay Türkleri’ nin neyi Orta Asya’ da
eskiden beri kullandıkları ve hatta onu tıpkı bir yan flüt gibi de üfledikleri
anlaşılmaktadır.
Tarihte Nây-ı Türkî Hoş Nây (veya Koş Ney) Kurre Nây gibi
adlarla anılan bugün yapısını ve özelliklerini tam olarak bilemediğimiz ney
adından türemiş pek çok çalgı bulunmaktadır. Ancak birer meydan sazı olarak
kullanılan bu çalgıların bugünkü formundan çok farklı olduğunu sanıyoruz
Farsça çalan
Sümer toplumunda MÖ 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı sanılan bu çalgıya ait elimizdeki en eski bulgu
Kamışların üzerinden geçerken
Kuşları uyandırmaya korkan tatlı bir meltemin kanat çırpınışları” [3].
Sadâsından gelen bu özellik neyi
kullanmaya başladıkları ney
XV. yüzyılda yaşamış bir gezgin olan Hoca Gıyaseddin Nakkaş’ ın seyahatnâmesinde kendilerine mahsus bir nota yazısı geliştirip kullandıklarını da bildiğimiz Hıtay Türkleri’ nin hâkanlık sarayında gördükleri oldukça ilginçtir:
“ Sadinfu şehrindeki hâkanlık sarayının önünde üçyüzbin kadar kadın ve erkek toplanmıştı. İkibin kadar sâzende sazlarını aynı sese düzenleyip (akord edip)
Mûsikîde çok ileri gittikleri bilinen Hıtay Türkleri’ nin neyi
Tarihte Nây-ı Türkî
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)